01 Eylül 2006

YILDÖNÜMÜ



Bugün bizim evlilik yıldönümümüz...
2002 yılının 1Eylül'ünde nikah masasına oturmuş ve birlikte bir ömüre sevdiklerimizin şahitliğinde'evet'demiştik...
Zaman çok çabuk geçiyor,biz kendimizi hala arkadaş,sevgili,dost,sırdaş olarak görüyoruz,tek bir farkla,artık ikimizinde bu dünyada ortak ve ömrümüzün sonuna kadar bizi akraba eden bir sevgilisi var.Birbirimizden kıskanmadığımız bir sevgili...Dünya güzeli Elif'imizle anne baba olduk...Mehmet seni çok seviyorum ve dünyada birbirimize verebileceğimiz en güzel hediyeye zaten sahip olduğumuzu düşünüyorum:))
Allah isteyen herkese mutlu bir evlilik ve çocuklar nasip etsin...

16 Ağustos 2006

Merhaba

Günler birbiri ardına geçip giderken, etrafımızda olup bitenlere seyirci, çoğu zaman aciz kalıyoruz.Kendi dünyamızdan başka bir dünya olduğunu biliyoruz ama çoğu zaman güvenli,sıcak yaşam alanımızdan uzaklaşmak istemiyoruz.Savaşlar en kötüsü,insanın sokakta karşısına çıksa kanını donduracak anları, bir film karesine bakar gibi izliyoruz.
Acılar ve düşmanlık,kavga ve cinayet insan varolduğundan beri var,hiç istemesekte var ve hep varolacak...Thomas Moore'un 'Ütopya'sında ki gibi bir dünya hiçbir zaman olmayacak...Bazı insanlar güçlü,bazıları güçsüz,bazı insanlar sağlıklı bazıları sağlıksız,bazı insanlar akıllı bazıları akılsız,bazı insanlar merhametli bazıları merhametsiz olmaya devam edecek...Bizler sıradan insanlar olarak, kendimizi iyi insan sınıfından çıkarmamak,yetiştirdiğimiz çocukları da öyle yetiştirmek zorundayız.Yapabileceğimizin en basiti budur.Savaş,kan,açlık,sefalet,keşke hiç olmasa ama var ve biz bunları göre göre,bile bile yaşamak zorundayız...En acısı da bu...Bütün insanların kalplerine sevgi ve merhamet diliyorum Allah'tan her gece...Dualarımız kabul olur umarım...

14 Temmuz 2006

Kazasız belasız...

Merhaba,

Evet, tuvalet eğitimini kazasız belasız(lafın gelişi tabi,bir sürü kaza oldu doğal olarak) atlattık.Hatta otobüs yolculuğu bile yaptık,aşağı yukarı 3,5 4 saat süren...Yani darısı bu işi kara kara düşünen diğer annelerin başına...Doğru zamanda başlamak ve sabırlı, sevecen(herzamanki gibi)olmak çok önemli...Neyse bu iş de bitti çok şükür...
Benim, bu aralar, kendimle bir sorunum var! İnsanlar zamanı benden daha iyi planlayıp onca işin altından kalkıyorlar da ben neden zamansızlıktan şikayetçiyim? Yahu, işe gidiyorlar,alışverişe gidiyorlar ,evde benimde yaptığım herbişeyi yapıp,bloglarını çatır çatır hergün yeniliyorlar,kitap okuyorlar,çocuklarını her Allahın günü parka götürmeyi bile başarıyorlar...Bende bir sorun olduğunu düşünmeye başladım.Ben yetişemiyorummm, üstelik evdeyim, yani hergün gitmem gereken bir işim yok.Biri Bana Anlatsın(Beyazıt Öztürk'ün programı) için harika bir soru olur bu...Nasıl başarıyosunuz??Biri bana anlatsın lütfen...
Bu sorunun cevabını daha bulamamışken, bi de işe başlamayı düşünüyorum üstelik.Yani uygun bir iş bulabilirsem, 35 yaşına gelmiş, 5 senedir doğru dürüst çalışmamış birine, dolgun ücretle, uygun saatlerde, iş verebilecek bir kişi yada kuruluş aranıyor bilginize...
Ha bir de Elifimi nereye bırakırım onu düşünüyorum kara kara...Doktorumuz, 3 yaşından önce bağışıklık sistemleri tam gelişmediği için, kalabalık ortamları, yani kreşleri pek önermiyor.Evde bakabilecek anneanne yada babaanne de elimizde olmadığından, bir yabancıya teslim etmemiz gerekecek.Fakat okuduğumuz, duyduğumuz şeyler beni o kadar tedirgin ediyor ki, bu fikre sıcak bakmakta da çok zorlanıyorum.Çaresiz, bu şıkkı uygulayacağız sanıyorum.Bu sefer de ,işi mi bakıcıyı mı önce bulmalıyım onu bilemiyorum.Yani kararsızlıklar ve kararlarını hayata geçirmiş insanlara imrenmeler içindeyim.

10 Haziran 2006

Merhaba...

Epey zaman olmuş bir şeyler yazmayalı.Bu arada Elif iki yaşını doldurdu, doğumgünü için anneannelerle planlar yapılmıştı, senelik izin alınmış onların yanına gidilmişti ama eşimin işleri dolayısıyla(havalimanında çıkan yangın) geri gelmek zorunda kaldık.Aslında Elif ve ben dönmeyebilirdik ama daha ikinci doğumgününde birarada olalım istedim.Ama maalesef biz evde Belgin teyze ve bir arkadaşıyla 2130 da pasta keserken, Mehmet hala işteydi:( Herşey kısmet, önemli olan sağlıklı ve mutluluk dolu uzun bir yaşamı olması...Bizler ömrümüz olduğunca onun bütün güzel günlerinde ve bütün sıkıntılı zamanlarında(ki dilerim bu hiç olmaz) yanında olmaya çabalayacağız.Anne baba olmanın en güzel tarafı onun yüzünde gördüğünüz bir tebessüm,küçük bir öpücük,onun gözlerinin mutlu mutlu parlaması.
Bütün bunları gerçekleştirmek için ise herzaman herşeye "evet" demek gerekiyor gibi görünüyor.Özellikle iki yaş(terrible two) bir mücadele arenasına girilen dönem.Birey olmaya çalışan zavallı bebeciğiniz size kendini ispat etmek için her söylediğinize ayak diremeyi seçiyor.Bu noktadan sonrası tamamen sabrınıza bağlı....İnatlaşmaya engel olmak için duymamış gibi yapmak,dikkatini dağıtmak(ki bu herzaman sökmüyor), ağlamasını duymamak için kendinizi başka bir odaya atmak gibi denenmiş pek çok yöntem sadece yöntem olarak kaldığında,offff diyorsunuz,şimdi ben ne yapayım...Uzman önerilerini okuyarak çıkardığım bu küçük liste genelde gerçekten küçük kalıyor, ağlamanın sonunda(iki kez oldu) kusma gelebiliyor.Kendine zarar verdiği yerde artık annelik dürtüleriniz onu sakinleştirmek için elinizde kalan tek şey oluyor.Sarılın ona...Bu çok iyi geliyor.Gerçi artık, istediği bir şey olmadığında, biraz surat astığınızda "annee sarılsana bana" diyen bir sarmaşığınız oluyor ama olsun:))
Elif büyüyor, sorunları da değişiyor.Bugünlerde tuvalet eğitimine başladık, bundan da çok korkuyordum ama düşündüğüm kadar zor olmadı. Daha önce bir lazımlık almıştık ve oyun gibi ona tuvalette bir köşe hazırlamıştım.Lazımlığı ne o ne de ben çok sevmedik.Oldum olası ortalıkta dolaşan tuvalet fikrinden pek hazetmemişimdir zaten.İki yaş kontrolünden sonra doktoru da artık eğitime başlayabileceğimizi söyleyince daha önce gördüğüm bir klozet adaptörünü satın almaya karar verdik.Ben Toys r Us'ta görmüştüm ordan aldım.Çok kullanışlı ve özellikle bizimki gibi klozet kapağının üzerine yerleştirilen ufak adaptörlere oturmayı reddeden çocuklar için ideal.Merdiveni olan (bir basamak ama ona ayakları yere değdiği için güven veriyor),renkli, tutunacak sapları olan bir alet.Merak eden olursa diye http://www.moonstar.com.tr/alp/indeks.php?lang=0 adresinden özel ürünlere bakabilirsiniz.
Bugün dördüncü gün, arada kaçırsa da epeyce öğrendi.Gece de altı açık yatırıyorum kafası karışmasın diye:) Sadece ilk gece ıslandı(ama önlemimi almıştım çarşafın altında alt açma örtüsü seriliydi:))Kaka hiç ıskalanmadı, ama daha sokağa çıkmadık yani dışarda tuvalete girmişliğimiz yok:) Bakalım adaptörü olmayan bir tuvalete girecek mi ve sokakta tuvalete yetişebilecek miyiz? Hayatımız maceraaaa...

Sevgiler

21 Şubat 2006

Meleğim büyüyor:)

Her geçen gün onun ne kadar değiştiğine ve büyüdüğüne şahit oluyorum...Genelde çok sevdiği bebekleriyle ve çay takımıyla oynamaktan çok hoşlanıyor.Bebeklerine benim ona davrandığım şekilde davranıyor ve bu da çocukların öğrenmede büyüklere ne kadar öykündüğünün bir göstergesi gibi..
Dün öğlen uykusu için biraz mücadele etti ve ben de ona
-istediğin kadar ağla,uykun geldi uyuyacaksın dedim..
Öğleden sonra bebeğini ayağına yatırmış
-issediyin kadar aala, derken onu duyduğumda kulaklarıma inanamadım.Kayıt kusursuz yapılmış ve uygun yerde kullanılmaktaydı..
Çocuklarımıza ayna olduğumuz bu dönem çok zor,herşeye maksimum dikkat etmek gerekiyor,ağzınızdan çıkanı her zaman kulağınız duymalı çünkü onu duyan ve kaydeden biri var; ve iyi ki var...
Sevgiyle

18 Şubat 2006

Güzeller güzeli

Gülen yüzün hiç solmasın benim güzel kızım...

Düşünceli

Ben kendimi sabırlı bir insan olarak tanımlardım ama bir çocuğun karşısında aciz kaldığım çok oldu...

Ne Çok Şey Olmuş...

 Yine çok uzuun bir aradan sonra kendimi bu sayfada buldum, buranın varlığını bile unutmuştum sanki. Neden yazıyorum onu da pek bilmiyorum a...