28 Ocak 2008

Elişi


Evde oturunca insan kendini hiçbir şey üretemez sanıyor.Oysa pek çok kadın yaptıkları elişleriyle ev geçindiriyorlar.Ben bu kadınlardan değilim,olma olasılığımda yetenek itibariyle pek yok.Ama hevesleniyorum arada bir,bende yapabilirim bu kadarını dediğim,dişime göre olan bir şeyi gözüme kestirip,başlıyorum yapmaya.Tabi o yazının başında bahsettiğim becerikli hanımlardan olmadığımdan benim bir şey üretmem zaman alıyor.
Kızıma atkı örmek istedim ve kendisi biraz süslü bir küçükhanım olduğundan,atkısı da süslü olsun dedim.Kat kat çiçek örüyorlar,yaparım bende diye düşündüm,sagolsun you-tube da var,yardım alırım.Ehh başladık araştırmaya,öyle miydi böye miydi derken başardık.Kızımın çiçeklerle süslü bir atkısı var,benim de bu işleri çocuk oyuncağı kabul edenlere saygım:))

18 Ocak 2008

Grip


Çok kötü hissediyorum kendimi,bütün vucudumdaki kemikler ağrıyor ve kafamın içine hava pompalanmış gibi...Yani hiç de mevsime aykırı bir durumda değilim aslında,sorun şu ki ben pek grip olmam,geçen yıl bir kez olmuştum mahfolmuştum.Dünden beri de kendimi tarif ettiğim gibi hissediyorum.Alışık olmayınca daha kötü oluyor bu pis hastalık.Yani senede üç dört kez olanlardan olsam, belki daha bağışıklık sağlamış olurdum:))
Hasta olmanın en kötü tarafı çocuklu ve hasta olmak.Ben Elif hasta olacağına yerine olmayı tercih ederim tabi ama,o enerji yüklü ve sen kendini kaldırmakta zorluk çekiyorsan bu da epey zor oluyor.Neyse ki artık biraz halden anlıyor da biraz dinlenmem lazım dediğimde kesintisiz olmasa da biraz dinlenebiliyorum:)Buna da şükür...Hasta olmanın diğer kötü tarafı da nazlanacak kimsenizin olmadığı durumlar,yalnızsanız yani,bu en hassas olduğunuz zamanda en çok annenizi arıyorsunuz.Keşke başımı okşasa diye...Bu sefer daha yatağa düşmedim ama geçen yıl çok kötü olmuştum.Sakarlığıyla ve mutfaktaki beceriksizliğiyle ünlü sevgili kardeşim Onur bakmak zorunda kalmıştı bana:))Annemi çok aramıştım çokkk:))
Sağlıklı olmak ne kadar önemi,sırf bunu hatırlamak için bile ara sıra hafif hasta olmalı insan,unutuyoruz çünkü ne büyük bir nimet olduğunu."olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi"demiş Kanuni,eh daha da söyleyecek bir şey kalmamıştır....Herkese sağlık dolu günler...

08 Ocak 2008

Ölüm


Doğmak ne kadar hayata aitse,ölmek de hayata ait.Doğumlar sevinçle kutlanırken ölüm keder getiriyor ardından...
Amcamı kaybettim 31Aralık gecesi,yılın son gününün son saatlerinde aramızdan ayrıldı.Bir süredir oldukça ciddi sağlık sorunları yaşıyor,sıkıntılar çekiyordu.Seksen yaşına yakındı,iyileşme umudu pek yoktu,ama bu, bizim için bu kadar net bir gerçekken,babam, yani kardeşi, her sabah iyiye doğru gittiği haberini duyacağını umarak uyanıyordu.Onun bu çocuksu beklentisi bizi de üzüyor,bildiğimiz gerçekten ve böyle düşünmekten utanıyorduk.Babam daha önce annesini, babasını, abisini ve kardeşini kaybetmişti ve en son kalan ağabeyini kaybetme fikrine alışamıyordu.
Camide babamı taziyeleri kabul ederken gördüğümde, amcamın kaybına mı babamın halsizliğine ve bitkinliğine mi daha çok üzüldüğümü bilemiyorum.Bir sonraki cenazenin mümkün olduğunca geç olmasını diledim sadece.Hayat bize bu gerçeği o kadar açık sunuyor ki inkarı ne mümkün.Yine de alışamıyor insan canından birilerini kaybetmeye.Ya da gencecik canların yitip gitmesine arkalarından bakakaldığımız televizyon ekranlarından...
Ölüm zor bir yük,bencilce, sevdiklerimizden ayrılmak istemememizin zorlaştırdığı bir durum.Sevdiklerini kaybeden herkese sabırlar diliyorum.Gidenlerin de rahat ve huzurlu olmalarını dileyerek tabi...

Ne Çok Şey Olmuş...

 Yine çok uzuun bir aradan sonra kendimi bu sayfada buldum, buranın varlığını bile unutmuştum sanki. Neden yazıyorum onu da pek bilmiyorum a...