28 Şubat 2010

Yazmak ya da yazmamak...


Burayı not defterim olarak kullanıyorum ama görünen o ki pek becerikli değilim.Hayatımızda birçok şey olmuşken aylar öncesinde kalmış not defterim:( Yani yuhh dedim kendi kendime ne kadar zamansızmışım.
Ben yazmayı seviyorum ama nefes almak gibi bir ihtiyaç olmadığı ortada.Ehh ne yapalım ben de kaldığım yerden devam edeyim bari:)
Elif çok hızlı büyüyor.Hayat çok hızlı akıyor,günler birbirini kovalarken ben şaşakalıyorum.Bu sürate uymaya çalışırken helak oluyorum.Sonunda iki üç hafta kadar önce vücudum isyan etti,sonuç zatürre başlangıcı.İki hafta raporluydum,toparlandım,çalışmaya başladım ve rutine tekrar döndük.
Elifimin dişleri değişiyor,beşinci diş düştü.Diş hekimimiz Murat, ağzını açtırmayı başarırsa kontrol edecek, ama yok mudur ağzını açtırmadan diş tedavisi:)Bu kızla işimiz zor,hiçbir zaman doktorla polisle korkutmadık,hiç sevmem öyle davranılmasını,nedendir bu kadar çekinmesi anlayamıyorum.Konuşuyorum anlatıyorum,ben giderken beraber götürüyorum,görsün aşina olsun diye.Ne yapmalı da muayene olmaya ikna etmeli?Bu aralar derdimiz bu.

Ne Çok Şey Olmuş...

 Yine çok uzuun bir aradan sonra kendimi bu sayfada buldum, buranın varlığını bile unutmuştum sanki. Neden yazıyorum onu da pek bilmiyorum a...